set down

(a) yazmak, kaydetmek.
I have set down everything that happened, as I remember. (b) indirmek.

The bus sets the children down just outside the school gate. (c) yere koymak/bırakmak.
Set down your heavy bags and take a rest. (d) kibrini kırmak, aşağılamak.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

set down one's success to hard work

başarısını çok çalışmaya borçlu olmak Verb

setdown

azar

setdown

tersleme

setdown

tam yemek zamanı

setdown

tekdir

set down a case for hearing (trial)

duruşma günü tespit etmek Verb

set down a meeting for the 15th

bir toplantıyı ayın 15'ine koymak Verb

set down a name

bir ismi kaydetmek Verb

set down in writing

yazıyla tespit etmek Verb

set down passengers

yolcuları indirmek Verb

set down someone at the corner of the street

birini caddenin köşesinde yere indirmek Verb

set down to sb's account

birinin hesabına yazmak Verb

(ball) to set down for play

dikmek Verb

set oneself down in a hotel register

otel defterine yazılmak Verb

set someone down for a job

birini bir iş için öngörmek Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish